2 Haziran 2008 Pazartesi

Doğru beslenmenin 10 kilit noktası


Beslenme alışkanlıklarınız, yaşam kalitenizi etkileyen en önemli faktördür.

Beslenme yanlışlarınızın şişmanlık, hipertansiyon, koroner kalp hastalığı, diyabet, kanser gibi 21. yüzyıl hastalıklarına yakalanma olasılığınızı artırdığını gösteren kanıtlar çoğalıyor. Sorun sadece çok yemekte veya aşırı miktarda gıda tüketmekte değildir. Yanlış besin seçimleri yapmak da önemlidir.

YANLIŞ beslenmemizin pek çok nedeni var. Bunlardan ilki yaşam temposunun müthiş hızlanması, bu hız ve telaş içinde beslenmenin ıskalanmasıdır. Hızlanmış hayat, fast-food gıdaların tüketimini körüklüyor. Aşırı kalori yüklü, vitamin, mineral, flavonoid, antioksidan ve posa fakiri fast-food besinler ve atıştırmalar sağlığımızın canına okuyor.

REKLAMA KANMAYIN

Yoğun bir reklam bombardımanı tüketiciyi yanlış besin seçimlerine yönlendirmede daha etkili hale geliyor. Reklamlarla tüketimi artan yiyecekler elma, üzüm marul, lahana, fasulye veya bakla değil!.. Doymuş ve trans yağlarla yüklü, şeker ve tuz deposu, kalori zengini, sağlığa yarardan çok zarar getiren hazır-paketlenmiş besinlerin tüketimi, reklamların etkisiyle daha da artıyor. Bu tür besinlerin renkli, parlak ve etkileyici ambalajlarda sunulması ve oldukça çekici hale getirilmesi de önemli bir etken. Özellikle atıştırmalık olarak pazarlanan gofret, çikolata , bisküvi, şekerleme ve cipslerin isimleri de paketleri de müthiş etkileyicidir.

LEZZET TUZAĞI

Yanlış besinlere yönelmenin arkasında başka faktörler de var. Bunlara lezzet unsurunu da eklemek gerekiyor. Hazır gıda üreticileri, ürünlerinde sağlıktan çok lezzet faktörüne önem veriyor. Bu ürünlerde bol bol kullanılan "yağ, şeker ve tuz" üçlüsünün oluşturduğu lezzet üçgeninin içine bir kez girdiniz mi çıkmanız oldukça güçtür. Bu besinler, yağları, tuzları ya da ihtiva ettikleri şeker miktarları yükseldikçe daha kolay satılıyor. Zararlı değilseler bile sağlığa yararlı olmadıkları kesin olan bu tür besinlerin tüketimini arttıran daha pek çok etken var: Bu ürünler doğal olanlara oranla çok daha kolay bulunabiliyor ve çok daha ucuzlar. Bir simitten bile ucuza alabileceğiniz gofretler, bisküvi ve cipsler her an her yerde kolayca bulabiliyorsunuz. Üstelik bunları okul, işyeri veya köşe başlarındaki paramatik kurgulu makinalardan kolayca temin etmeniz mümkün.

BESLENME EĞİTİMİ

Eğitim noksanlığı da önemli bir etken. Okullarımızda beslenme dersi yok. Öğrencilerimize beslenmeyle ilgili herhangi bir eğitim verilmiyor. Tıp fakültelerinde bile "beslenme-sağlık ilişkisi" yeteri kadar öğretilmiyor. Kısacası ilkokuldan üniversite sonuna kadar eğitim müfredatımız beslenme konusunu "es" geçiyor. Beslenme bilgisi ve bilinci fakiri çocuklarımız ve gençlerimiz, anne baba, nine ve dedelerimiz beslenmeyi sadece karın doyurmaktan ibaret bir süreç zannediyor.

SAĞLIK İÇİN BESİN

Lezzet odaklı beslenme eğilimi besinleri birer tatmin ya da keyif aracı haline getiriyor. Sebze ve meyvelerin, tahılların, bakliyat grubunun önemini yeteri kadar bilenimiz pek az. Besinleri sadece karın doyurmak, enerji ihtiyacımızı karşılamak ve keyif almak-lezzet tatmak için tüketiyoruz. Onların gelişmemizi, büyümemizi, kırılıp dökülen yanlarımızı tamir etmemizi sağladıklarından da, yeni hücreler, dokular üretmek, sağlığımızı koruyup güçlendirmek için kullandıklarından da (ne yazık ki) habersiziz.

BESLENMENİN ANLAMI

Eğer sağlıklı ve kaliteli bir hayat sürmek istiyorsak işe nasıl beslendiğimizi sorgulamakla başlamalıyız. Kilo fazlalığı ve şişmanlıktan, kalp hastalığı, inme şeker ve tansiyondan korunmak, kansere karşı güçlü bir koruma duvarı oluşturmak için buna mecburuz. Doğru besinlere yönelmek, onları yeterli miktarda, dengeli oranlarda ve uygun bir çeşitlilik zenginliği içinde tüketmek çok önemlidir. Sağlıkla ve huzurla yaşlanmak istiyorsak karbonhidrat, protein ve yağları tanımak ve onları uygun miktarlar ve oranlarda nasıl tüketeceğimizi bilmemiz gerekiyor. Doğru protein, karbonhidrat ve yağların neler olduğunu öğrenmemiz ihtiyacımızdan fazla enerji yüklenmememiz, antioksidan vitamin, mineral ve posa zengini gıdalara yönelmemiz bir zorunluluk haline geliyor. Beslenmek karın doyurmaktan daha fazla anlamlar taşıyan sihirli bir kelimedir. Sağlığımızı yanlış kötü veya iyi yönde etkileyen en önemli seçim yaşam tarzı seçimidir. Beslenmeyi ciddiye alın!

ÖNEMLİ BESLENME YANLIŞLARI

Kolalı, meyveli ve şekerli içecekleri fazla tüketmek

Hazır tatlı-tuzlu-yağlı atıştırmaları sık yemek

Doymuş yağların (margarin, tereyağı ve diğer hayvansal yağlar) yoğun olduğu besinlere yönelmek

Tuz ve şeker yüklü gıdalara ağırlık vermek

Fast-food ürünlere (burgerler, patates kızartması) öncelik vermek

Aşırı miktarda besin tüketmek

Tek yönlü beslenmek

Öğün atlamak

DİKKAT...

Beslenirken bunları unutmayın

1- Ne zaman nerede ve ne yiyeceğinizi şansa bırakmayın. Düzgün bir yeme düzeniniz olsun.

2- Yiyeceklerinizin enerji miktarlarını dikkate alın. Aşırı kalori yüklü gıdalardan uzaklaşın.

3- Tuzlu, yağlı ve şekerli gıdalardan uzak kalın.

4- Doğal besinleri tercih edin. Hazır gıdaları seçerken etiketlerini (içeriklerini ve son kullanım tarihlerini) dikkatle inceleyin.

5- Sofradan doymadan kalkmayı alışkanlık haline getirin.

6- Aşırı gıda tüketmeyin. Fazla yemenin 21. yüzyıl hastalıklarını hazırlayan iki temel faktörden biri olduğunu (diğeri hareketsizlik ve tembelliktir) unutmayın.

7- Ana ve ara öğünleri atlamayın. Ara öğünlerde sağlıklı atıştırmalar tüketmeye özen gösterin.

8- Diyet tuzaklarına yakalanmayın. Diyette olmaktan, diyet yapıp zayıflamaktan, özel diyetlerle form tutmaktan fayda ummayın. Bugün, bu hafta veya bu ay "diyette olma"nın bir başka gün, hafta veya ayda "diyet yapmamak" anlamına geldiğini hatırlayın.

9- Yatağa girerken veya gece uyanınca bir şeyler atıştırmayı bırakın.

10- Stresli, endişeli, üzgün veya kızgınsanız yemeğe başlamayın.

www.naturallife.com.tr Natural Life Vitamin and Herb

Sezen Aksu diyet yapmıyor

Yazının başlığı şaşırtmasın, Sezen Aksu gerçekten diyet yapmıyor! Kilo veriyor, form tutuyor ama kesinlikle özel bir diyet yapmıyor.

Ne kalorileri sayıyor, ne de özel besinlerden oluşan bir yeme-içme planı uyguluyor. Anlayacağınız Sezen’in beslenme planının iç karartan "kibrit kutusu kadar beyaz peynir, ince bir dilim ekmek, iki dilim domates" üçlemesiyle uzaktan yakından ilgisi yok. Sezen Aksu yiyerek zayıflıyor! İstediğini istediği zaman yiyor, içiyor. Ama bir farkla! Neredeyse bir yıldır, sağlığına hiçbir fayda sağlamayan lüzumsuz kalorilerden (tatlılar, şekerlemeler, yağlı-unlu besinler) uzak duruyor. Her gün egzersiz yapıyor. Diyet takıntısına hiç ama hiç bulaşmadan keyifli ve mutlu bir yaşam sürerek form kazanıyor. Sezen Aksu başarısını üç şeye borçlu: Doğru beslenmeyi öğrenmesi, düzenli egzersizin önemini keşfetmesi ve hayatını tam bir detoks süreci haline getirmesi. Bu yazıda, programının püf noktalarını açıkladığımız "Sezen Aksu mucizesi" baharda form tutmak isteyenlerin işine yarayabilir.

İMKANSIZI BAŞARDI!

Sezen Aksu, geçirdiği o çok önemli sağlık sorununu yenmede doğru beslenmenin önemli bir faktör olduğunu beş yıl evvel keşfetmişti. Kendisine aktardığımız beslenme önerilerini müthiş bir inat, dikkat ve azimle daha o zaman uygulamaya koymuştu. Bu önerileri bir zorunluluk gibi değil, bir keyif gibi algıladı ve uyguladı. Balık ve diğer deniz ürünlerini, ızgara şeklinde, öğle ve akşam yemeklerinin vazgeçilmezi yaptı. Sebzelerden akıllıca yararlandı (zaten katıksız bir Akdenizlidir, sofrasında sebze yemekleri, zeytinyağlılar, salatalar hep vardır). Tam tahıl ve/veya bakliyat ile yapılmış yiyecekleri akıllıca tüketti. Hiç aç kalmadı. Öğün atlamadı. Sık ve az yeme konusunda hassas davrandı. Karnını asla tıka basa doyurmadı. Sofradan biraz aç kalkmayı, tabağını daha az doldurmayı, porsiyonlarını ufaltmayı asla unutmadı. Ara öğünlerde tercihi ceviz oldu. Üç dört ceviz, bazen yağsız yoğurt, bazen de meyveyle yetindi. Neredeyse günde 6-7 kez beslendi. Kısacası Sezen Aksu yeme yasağı getiren bir diyet yapmadı, yapmıyor. Anlayacağınız o "yiyerek zayıflıyor."

PİLATES VE POWER-PLATE

Sezen Aksu’nun ikinci keşfi, düzenli egzersizin en az beslenme kadar önemli olduğuydu. Aslında, egzersiz mucizesinin son altı yılda farkına iyice varmıştı. Öyle ki, evinde küçük ama profesyonel bir egzersiz stüdyosu oluşturdu. Bir masa tenisi ve yüzme tutkunu olduğu biliniyor. Çengelköy’de yaptığı sabah yürüyüşleri de neredeyse bir Sezen klasiğidir. Birkaç yıldır bu aktivitelerine iki önemli şeyi daha ekledi: Pilates ve Power-plate!

Pilates otuz yıldır bilinen bir egzersiz türü. Bazı sağlık sorunlarından kurtulmak isteyen mucidi, bu yöntemi özellikle kaslarına elastikiyet kazandırmak için yaptığı araştırmalar esnasında bulmuştu. 1990’lı yıllarda pilates yeniden keşfedildi. Özellikle Amerikalı egzersiz uzmanlarının gözdesi haline geldi. Ben de bacak, karın, sırt ve bel kaslarını güçlendirmede, bu kaslara uzunlamasına esneklik ve form vermede pilates kadar etkili çok az egzersiz olduğu kanaatindeyim.

Sezen’in kuşing hastalığı döneminde kazandığı yağ topaklarından ve kas zafiyetinden kurtulması için en etkili egzersiz aracının pilates olacağına üç yıl önce birlikte karar verdik. O her işe başlarken yaptığı gibi -benim anlattıklarımla yetinmemesi gerekiyordu- önce pilates egzersizleri hakkında ciddi bir araştırma sürecine girdi. Kitaplar, kasetler, CD’ler getirtti. Konunun uzmanlarıyla görüştü. Kısa sürede neredeyse bir pilates uzmanı haline gelmişti.

PİLATES SAYESİNDENE YAPIYOR?

Evine profesyonel bir pilates stüdyosu kurdu. Her gün neredeyse bir saate yakın zamanını pilatese ayırdı. Pilates yaktırdığı kalorilerden çok, kazandırdığı hoş hatlar ve figürler nedeniyle, ayrıca denge üzerine olan katkılarıyla Sezen’in form tutmasında en etkili araçlardan biri haline geldi. Öyle görülüyor ki, Avrupa ve ABD’de "Madonna’nın egzersizi" diye bilinen pilates, Türkiye’de "Sezen Aksu’nun Form Mucizesi" olarak anılacak.

Sezen Aksu’nun egzersiz yolculuğu sadece pilatesle de sınırlı değil. O hálá düzenli olarak yürüyor. Masa tenisi oynuyor. Fırsat buldukça yüzüyor. Son aylarda power-plate olarak bilinen cihazdan da faydalanıyor. Kısacası hem yağ yaktıran egzersizlerden, hem de kas gücünü artıran ve ona elastikiyet kazandıran aktivitelerden yararlanıyor. Özetle, Sezen’in sadece mükemmel bir beslenme planı değil, etkili bir egzersiz planı da var.

BEKLEYİN GÖRECEKSİNİZ!

Bana kalırsa Sezen Aksu’nun son bir keşfi daha var. Sezen bu süreçlerle detoksu ustaca birleştiriyor. Son zamanlarda sadece bedensel değil, tam bir ruhsal detoks süreci de yaşıyor. "Hocam, Sezen’in yaptıkları zaten doğal bir total-detoks süreci değil mi?" diye sorduğunuzu duyar gibiyim. Onu yakından tanıyan biri olarak "Sezen Aksu’nun bundan sonrası için farklı, hem de çok farklı bir yolculuk sürecine girdiğini" düşünüyorum. Son beş yılda yaşadıklarına, verdiği sağlık mücadelesine, üretme sancılarına yakından tanıklık eden bir dostu olarak önümüzdeki günlerde Sezen’i gördükçe daha da şaşıracağınızı size şimdiden duyurmak istiyorum.

Dokuzuncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’den öğrendiğim bir deyimi burada kullanmanın tam zamanıdır: "Bekleyin, turpun büyüğü heybede!" Bekleyin! Sezen Aksu sizi şaşırtmaya devam edecek. Sağlığın, huzurun, keyfin bol olsun sevgili Sezen.

MİNİK SERÇE İYİCE HAFİFLEDİ!

Sezen Aksu’nun uyguladığı beslenme planının mantığı iyi karbonhidratlara, lifli besinlere ve Omega 3 yağlarına öncelik vermesi. Bu sayede diyet, kilo vere sürecinde de cilt ve doku bütünlüğünü koruyor. Kan şekerinin aniden düşmesinde engel oluyor ve metabolizmada bozukluğa yol açmıyor. Yavaş ve dengeli biçimde kilo verdirtiyor. Bu listede tahıl, unlu gıdalar, Omega 3 yağı ve magnezyum açısından zengin olan ceviz, cilt bütünlüğü açısından kırışıkları önleyen ananas tercih ediliyor. Ancak ananas başka bir meyveyle de değiştirilebiliyor. Karotenoid ve filavonoidler yani renkli meyve ve sebzeler açısından zengin bir beslenme öneren listeyi uygulayanlar, zayıflarken yaşamsal desteği gün boyu yiyeceklerden almış oluyor. Bu plan dengeli protein, yağ ve karbonhidrat dağılımıyla tipik bir Akdeniz diyeti.

SEZEN AKSU’NUN BESLENME PLANINDAN 3 GÜN

ÖRNEK GÜN 1

Sabah: 2 yumurta beyazı ile yapılmış omlet (1 çay kaşığı zeytinyağıyla yapılmalı), 1 dilim yulaf veya esmer ekmek, çiğ sebze (domates, salatalık, yeşil biber, maydanoz)

Ara öğün: 3-4 adet ceviz ve 3-4 kuru kayısı

Öğle: 100 gram ızgara balık, taze salata (kırmızı biber, yeşil biber, soğan, domates, maydanoz, roka, tere. 1 tatlı kaşığı zeytinyağıyla. Sirke ve limon serbesttir), 1 dilim esmer ekmek, 1 kase yağsız yoğurt

Ara öğün: 1 büyük boy (200 gram) elma veya portakal

Akşam: 1 tatlı kaşığı zeytinyağı ve domates sosuyla haşlanmış brokoli (serbest mikarda), 1 dilim yulaf ekmeği, 100 g tavuk veya balık ızgara Gece: 1 adet kivi (22.00-23.00 arasında)

ÖRNEK GÜN 2

Sabah: 4-5 zeytin ve 1 küçük parça yağsız peynir, 1 dilim yulaf ekmeği veya esmer ekmek, çiğ sebze (domates, salatalık, yeşil biber, maydanoz)

Ara öğün: 8-10 adet fındık veya 3-4 ceviz ve 5-6 kuru erik

Öğle: 150 gram (5 köfte büyüklüğünde) ızgara balık, 1 tatlı kaşığı zeytinyağı ile hazırlanmış haşlanmış kırmızı biber (serbest miktarda), 1 dilim yulaf ekmeği

Ara öğün: 100 gram ananas ve 1 kase yağsız yoğurt

Akşam: Taze domates sosu ile hazırlanmış, 1 su bardağı haşlanmış penne makarna (yağsız), 1 kase yağsız yoğurt, salata (içinde domates, salatalık, soğan, maydanoz ve zeytinyağı olmalı) Gece: 1 orta boy şeftali

ÖRNEK GÜN 3

Sabah: 1 haşlanmış yumurtanın beyazı, 5-6 adet yeşil veya siyah zeytin, 1 dilim yulaf ekmeği veya esmer ekmek, çiğ sebze (domates, salatalık, yeşil biber, maydanoz)

Ara öğün: 3-4 adet ceviz veya 6-8 adet badem ve 3-4 kuru kayısı

Öğle: 100 gram haşlanmış hindi eti, 1 tatlı kaşığı zeytinyağı ile hazırlanmış haşlanmış kabak (serbest miktarda), 1 dilim yulaf ekmeği, 1 bardak ayran

Ara öğün: 1 orta boy kivi veya elma

Akşam: 100 gram ızgara balık ya da tavuk, 1 kase zeytinyağlı sebze çorbası (yeşil fasulye, kuşkonmaz, ıspanak, yeşil mercimek, 1 tatlı kaşığı zeytinyağıyla), 1 kase yoğurt

Gece: 12 adet kiraz

(*): 100 gram et, 3 köfte büyüklüğü kadardır.

(**): Her gün şekersiz ve kafeinsiz çay/kahve serbesttir.

kaynak:hürriyet

Kanserden korunma rehberi


Hastalık, sevdiklerinizden alabileceğiniz en kötü haberdir. Hele bir de içinde "kanser" sözcüğü geçiyorsa daha çok üzülmemek olanaksızdır.

Kansere yakalanan eş, dost, akraba haberleriyle eskisinden daha sık karşılaştığınızı düşünüyorsanız, haklısınız. Ülkemizde kanser olgularının arttığını düşündüren gözlemler var. Gelişmiş ülkelerin çoğu, çevre kirliliğini azaltıp sigara kullanımını önleyerek, yiyecek ve içeceklerin içeriklerini daha ciddi kontrol edip "erken tanı merkezleri" organize ederek kanserle savaşta önemli başarılar kazandı. Biz hálá bu sorunların olup olmadığını tartışıp duruyoruz. Bu yazı, kanser sorununa yeniden dikkati çekmek, düzenli sağlık taramalarının ne kadar önemli olduğunun altını çizmek, erken yakalandığında hangi kanser olursa olsun başarının şu veya bu şekilde mümkün olduğunu size yeniden hatırlatmak üzere yazıldı.

RİSKLERİ ÖĞRENİN

Eğer alkol ve/veya sigara kullanan biriyseniz, hormon yerine koyma tedavisi amacıyla östrojen alıyorsanız, ailenizde bazı kanserlere (meme, prostat, kalın bağırsak) yakalananların sayısı çoksa, kansere karşı daha uyanık olmanız gerekiyor. Kanser riskini arttıran başka nedenler de var: Kilo fazlalığı, daha önce de başka bir kanser sorununu yaşamış olmak, kansere eğilimi olan bazı "prekanseröz" sorunları (kalın bağırsak polipi gibi) taşımak ve uzun süre güneşe maruz kalmak bunlardan ilk akla gelenler.

Osman Müftüoğlu ile Sil Baştan

Prof. Dr. Osman Müftüoğlu, sağlıklı yaşamanın yollarını yeni çıkan üç kitabıyla anlatmaya çalışıyor. Yaşam Reçeteleri, Yaşasın Yemek 'Beslenme ve Kilo Yönetimi', Derin Güzellik 'Dermatoloji' ile cildinizin yaşlanmasını kontrol etmeyi ve metabolizma hızlandırmayı öğrenebilirsiniz.

Burdock-Dulavratotu


Burdock Root
[425 mg 90 Tablet]

DULAVRAT OTU
Kuru, pullanmış ve döküntülü cilt bozukluklarında tedavide nemlendirme ve cildi yumuşatır. Antiinflamatuar, antimikrobiyal ve antioksidan özelliğinden faydalanılır. Yüzyıllardır Avrupa ve Uzakdoğu'da her tür deri hastalığında, saç ve saçlı derideki kaşıntı, kepek ve benzeri sorunların tedavisinde ve ayrıca Psoriyazisin tedavisinde kullanılmıştır. Günümüzde araştırmalar, bu bitki özünün saçın doğal olarak büyümesi ve saçlı derinin sağlıklı olması için gerekli olan fitosteroller ve esansiyel yağ asitlerinden zengin olduğunu göstermiştir.
Kan temizleyici ve genel anlamda değişim sağlayıcıdır. Burdock aynı zamanda C vitamininden daha güçlü olduğu gösterilmiş en az 5 adet flavonoid tipte antioksidan içerir. Zehirli kimyasallara maruz kalan hayvanlarla yapılan çalışmalar bu bitki köklerinden yapılan çayların antioksidan ve antienflamatuvar etki ile karaciğerde oluşan hasarı en aza indirdiğini göstermiştir. Gut ve romatizma hastalıklarında da önerilmektedir.
3 Antioksidan etkisiyle karaciğerin korunmasına yardımcıdır
3 Deriye ve saçlara hasar veren faktörlere karşı koruma sağlayabilir
3 Vücut ateşinin düşmesine yardımcı olabilir
3 Kanın temizlenmesine yardımcı olabilir.

Ürün içeriği:
Dulavrat Otu Ekstresi
Kullanım Önerisi: Günde 1-2 tablet yemeklerle beraber veya sonrasında.
Natural Life Vitamin and Herb www.naturallife.com.tr 0216 4740274

TURMERİC-SAFRAN-ZERDEÇAL


Turmeric
[450 mg 60 Bitkisel Kapsül]

ZERDEÇAL
Turmeric (zerdeçal), ayurveda(Hint tıbbı) geleneğinde sağlıklı kalmak için düzenli olarak tüketilmesi gerektiğine inanılan bir bitkidir. İçerdiği, geleneksel vitaminlerden çok daha güçlü bir anti-oksidan etkiye sahip kurkuminoidlerden kurkuminin, P53 genini aktive ederek kanser hücrelerini baskılamak yoluyla önemli bir anti-kanser etki gösterdiği keşfedilmiştir. Zerdeçalın en fazla araştırılan ve kabul görmüş özelliklerinden birisi de anti-enflamatuar özelliğidir. Dispepsi tedavisine yardımcı etkisi ise klinik kanıt bulmuş başka önemli özelliğidir.
* Antioksidan olarak (İçeriğindeki Kurkumin-doğadaki en güçlü anti-oksidanlardandır.)
* Anti-kanser etki(özellikle meme kanseri)
* Anti-enflamatuvar (artrit tedavisini destekleyici)
* Sindirim sorunlarına karşı (Hazımsızlık ve mide ekşimesi problemlerinde) kullanımları vardır.
Ürün içeriği:
Zerdeçal Ekstresi
Kullanım Önerisi: Günde 1-3 kapsül yemeklerle beraber veya sonrasında.
Natural Life Vitamin and Herb USA 0216 4740274

Kanserle Savasan Mucize Mantarlar


MAITAKE :(MANTARLARIN KRALI)Mantarın şapkası ve sapından elde edilir.Mantarların kralı veya dans eden mantar olarak adlandırılır.Asya ,Avrupa ve Kuzey Amerika’da ılıman bölge ormanlarında yetişir.Günümüze kadar yapılan araştırmalarda,maitake mantarının özellikle T hücrelerini,makrofajları harekete geçirerek vücudun doğal bağışıklığını öne çıkarabilmektedir.Maitekenin fraksiyonları akciğer,kolon,karaciğer ,prostat,beyin tümörlerinde büyümeyi yavaşlatan bir potansiyel olarak görülüyor.Diabet,kolesterol,hipertansiyon,immun sistem uyarıcısı olarak ve kilo kaybına karşı kullanımı önerilmektedir. Kanserden korunmada,kanser tedavisinde destek olarak ve kanser kemoterapisinin yan etkilerini azaltmada kullanılabilir. Kullanım Önerisi : Günde 2 defa 1’er kapsül, yemeklerden sonra.



SHIITAKE :‘LENTİNAN İÇERİĞİ SAYESİNDE KANSER DÜŞMANI'Asyada ormanlarda büyüyen veya kültürde yetişebilen, yemekleri yapılabilen bir mantar türüdür.Mantar içinde bulunan lentinon sayesinde bağışıklık sistemini kuvvetlendirerek kanser ve AİDS'in yayılımını interferon oluşturarak engellediğinden, kullanımı tavsiye edilir. Shiitakenin içerdiği lentininin kanser tedavisinde yan etkileri azalttığı ileri sürülür.Yüksek kolesterolde, bağışıklık sistem uyarıcısı olarak ve enfeksiyonlarda destek tedavidir. Kanserden korunmada, kanser tedavisinde ve kanser kemoterapisinin yan etkilerini azaltmada beslenme desteği olarak etkili olabilecek bir üründür.Yayımlanan makalelerde özellikle mide kanserinde,kolon kanserinde ve prostat kanserinde lentininin, sağkalım ve bağışıklığa önemli katkıları olduğu gösterilmiştir. Kullanım Önerisi: Günde 2 defa 1'er kapsül, yemeklerden sonra.


REISHI :(ÖLÜMSÜZLÜK MANTARI)Japonya'da Japon Sağlık Bakanlığı'nın kanserin tek bitkisel ilacı olarak kabul ettiği "Tanrının Bitkisi" Çinde gençlik pınarının, uzun yaşamın kaynağı olarak kabul edilen "Ölümsüzlük Mantarı” Anti-aging, antioksidan, anti-allerjik, anti-hipertansif, anti-diyabetik özellikleri vardır. Bağışıklılık sistemi güçlendiricisidir. Karaciğer koruyucusu ve sinir toniği olarak kullanımları vardır. Linghzi kelimesi Çince'de manevi gücün bitkisi anlamına gelmekle birlikte ölümsüzlük mantarı olarak ün yapmıştır.Latince adı Ganoderma lucidum olan mantar Japonya'da Reishi olarak bilinir.İnsan sağlığına olan sayısız faydalarından ve bugüne kadar herhangi bir yan etkisi görülmediğinden, Doğu'da şifalı bitkiler arasında ün yapmıştır. Linghzi'yi bu kadar ünlü yapan uzun yaşamın sırrını vaat etmesi ve anti-kanser özelliğidir. Astımlı bireylerde öksürük ve diğer solunum şikayetlerinde, bronşitin önlenmesinde,kardiyovasküler tedavide, yüksek trigliserit ve kan basıncı tedavisinde, karaciğer hastalıklarının tedavisinde, alerjilerde, HIV tedavisinde, radyoterapi ve kemoterapinin yan etkisinin azaltılması ya da elimine edilmesinde faydalıdır. Kullanım Önerisi : Günde 2 defa 1’er kapsül, yemeklerden sonra.http://www.naturallife.com.tr Natural Life Vitamin and Herb